|
Baba Olmak
Ekleyen: Kamil Dayı | Okunma: 314909 | 04.01.2011
Genelde anne ve baba olmak üzerine seminerler, toplantılar veya eğitimler yapılır, yazılar yazılır. Ben bu sefer farklı bir yol izleyeceğim, sadece baba olmak ne demek onu yazmaya çalışacağım. Baba olmak, çocuğa güç ve güven vermektir. Baba olmak evin, ailenin ve çocuğun koruyucusu olmaktır. Çocuk için baba onu her türlü tehlikelerden koruyan her zaman ona destek olan bir kahramandır. İlk örnek babadır, çocukların birçoğu kendilerine babalarını örnek alırlar. Baba aynı zamanda otoritedir, genelde annenin yumuşak yüzüne karşı, babanın otoriter tutumu, çocuğa sınırlarını öğretir, onu hayatın zorluklarına hazırlar. Yani bir çocuk için baba her şeydir, güvendir, güçtür, dayanaktır… Baba olmak bir çocuğun hayatını şekillendirmektir. Çocuk için baba vazgeçilmez önemdedir. Baba, anneden açıkça farklı bir insandır ve bu farklılığın algılanması erkek ve kız çocuğun cinsel kimliklerini kazanmalarına katkıda bulunur. Erkek çocuk babasını örnek alır ve taklit ederek kendi cinsiyetini öğrenir. Kız çocuk ise babasının nelere sevindiğini gözleyerek kadın olmanın anlamı konusunda belli bir anlayış edinir. Bütün çocuklar etkili bir babaya muhtaçtırlar. Babanın gücünü, varlığını ve desteğini hissetmek isterler. Çünkü çocuğun uyumlu psikolojik gelişmesinde güçlü ve sevgi dolu bir baba vazgeçilmezdir. Hepimizin iyi veya kötü bir babası oldu, eğer babasına güvenen bireyler olarak yetişmişsek çocukluğumuzda sıklıkla kullanmışızdır, benim babam var ya ile başlayan cümleleri. Benim babam varya, ne kadar güven verici bir cümle değil mi? Tehlikelerden koruyacaktır o bizi, arkamızda bir dağ, bir ordu varmış gibi söylemişizdir o benim babam varya ile başlayan cümleyi. Babanın önemi herkes tarafından biliniyor ve hatta şimdilerde çok meşhur bir reklam filminde bile çıkıyor benim babam … gibi adam diye. Acaba babalar biliyor mu? Ya da çocuklarına gösterebiliyor mu? Önce baba türlerine bir bakalım: Babalığı da iki kısımda inceleyebiliriz, belki kabadayı olmak da bir baba olma türüdür ama ben şimdi ona değinmeyeceğim Baba olmak, bir fizyolojik babalık bir de gerçek babalık olmak üzere iki kısımda incelenebilir. Fizyolojik baba, sadece çocuğun dünyaya geliş sürecinin başlangıcında var olan sonra kişisel ya da çevresel faktörler sonucunda çocukların yanında yer alamayan ya da yanlarında yer alsa da varlığı yokluğu belli olmayan, baba olmanın önemini kavrayamayan bir türdür. Bu baba türleri baba olmanın sorumluluğunu alamazlar, çocukları ile ilgilenmezler. Onlar için babalık bir nevi sponsorluktan, sadece eve ekmek getirmekten ve fiziksel ihtiyaçları karşılamaktan ibarettir. Bu baba tipinde çocukları ve genellikle de eşi, baba için sadece ailenin bireyleridir ve babanın verdikleri ile yetinmeli ve babayı asla rahatsız etmemelidir. Aksi durum söz konusu olduğunda şiddete varan önlemler alınır ve düzen tekrar kurulmaya çalışılır. Bu tür için baba olmak kral olmak ile eş değerdir ve ne yazık ki ülkemizdeki birçok baba bu kategoriye girmektedir. Sorumluluklarını ve sınırlarını bilirler, cinsel kimlikleri oturmuştur, sapasağlamdırlar ve her rüzgârda bir kuru yaprak gibi bir o yana bir bu yana savrulmazlar, bir kaya gibi sapasağlam dururlar. Aslında baba olmak çocuğun bir yaprak gibi dayanıksız mı, yoksa bir kaya gibi sapasağlam mı olacağını şekillendirmektir. Ben kötü niyetli baba olacağına inanmıyorum, istisnalar tabi ki vardır ama birçoğu çocuklarının hep iyiliğini ister. Onlar şımarmasın diye sevmezler, sert görünmeyi bir görev bilirler, çocukları uyuyana kadar duygularını da paylaşamazlar. Öyle görmüşlerdir kendi babalarından ve çevre öyle öğretmiş, bunun doğru olduğunu söylemiştir. Şimdi o kadar olmasa da, eskiden bir babanın çocuğunu sevmesini ayıp olarak değerlendirilirdi. Babalar duygularını o yüzden saklarlar, yoksa sadece kendilerini düşünen, kurallarından asla taviz vermeyen, beton gibi görünseler de, çocuklarının bir tek saç teline zarar gelsin, o kuralcı, duygusuz adam gider, yerine çocuğu için gözü başkasını görmeyen bir adam gelir. Sevmiyormuş gibi davranmalarının nedeni, sevmediklerinden değil, sevdiğini göstermeyi bilmediklerinden ve toplumun yadırgayacağından çekindiklerindendir. Bütün babalar ve baba adayı bütün arkadaşlar, çocuklarınızın hayatında ki önemimizin farkına varın. Belki çok çalıştığınızdan, yorgun olduğunuzdan, eve gelip dinlenmek istediğinizden bahsedeceksiniz. Evet, halkısınız, dinlenmek sizin de hakkınız ama niçin çalışıyorsunuz? Aileniz ve çocuklarınız için değil mi? Onların hayata hazırlanmaları, güçlükler ile baş edebilmeleri, maddi ve manevi doyum sağlamaları değil mi amacınız? Eğer çocuklarınız sizin için önemliyse, ona sadece maddi imkanlar sunmayın, ona hayatı öğretin, güveni öğretin, risk almayı öğretin. Sonra geriye dönüp baktığınızda ben ne hata yaptım da çocuklarım bu şekilde oldu, benimle ve ailesiyle hiç ilgilenmiyor diyeceğinize, iyi ki o günlerde yorgunluğumu bahane edip, çocuklarımdan ve eşimden kendimi soyutlamamışım, iyi ki onlara mutlu olmayı, kendilerine güvenmeyi öğretmişim diyebilesiniz. Çünkü bu dünyada mutlu olmaktan daha önemli bir şey yoktur. İnsanın istediği kadar parası olsun, eğer mutsuzsan her şey anlamsız, ama mutluysan geri kalanlar sadece formaliteden ibarettir. Çocuklarınızla daha çok vakit geçirin, birlikte bir şeyler yapın, sinemaya gidin mesela ya da balığa gidin, hiçbirini yapamıyorsanız akşam yarım saat de olsa onlarla oynayın, günlerinin nasıl geçtiğini sorun, problemlerini dileyin ve en önemlisi onları sevdiğinizi her fırsatta söyleyin. Şimdi size soruyorum sevgili babalar, siz hangi baba türündesiniz? Ya da hangi baba türünde olmayı tercih edersiniz? İyice bir düşünün. Ben mi hangi baba türündeyim? İyi bir baba olacağıma inanıyorum ama 2011’in yaz sonundan itibaren yaşama fırsatı da bulacağım Şimdi onu kucağıma ilk aldığım anın hayalini kuruyorum. Ne kadar masum ve savunmasız... Ona bütün hayatı ben öğreteceğim. İyi ve mutlu bir insan mı olacak, kendi mutluyken çevresi mutsuz mu olacak, yoksa hem kendi mutlu olabilen hem çevresini de mutlu edebilen biri mi olacak, bunda benim ona davranış şekillerim etkili olacak. Daha önce insanın en önemli projesinin hayatı olduğunu düşünüyordum, yanılmışım en önemli projesi sanırım çocuğuymuş.
» Diğer Yazılarıma Bakmak İçin Buraya Tıklayın «
Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın. |
1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?
Toplam Tekil Hit: 3271532
Toplam Çoğul Hit: 24149585 Kimler Online ?
12 Ziyaretçi, 1 Üye
Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.
|