Turk PDR (Serdal GÜR)
http://turkpdr.com/makale/psikoloji-ve-psikolojik-danismanlik-kuramlari/kimlik-bunalimindan-kimlik-bocalamasina-448.htm

Kimlik Bunalımından Kimlik Bocalamasına (20.04.2011)

Genç bir hastanın sorununun depresyon mu yoksa kimlik bocalaması mı olduğunu sormak bir yanılgı olur. Çünkü, biri klinik-betimleyici (deskriptif) bir durumu diğeri ise dinamik-çözümleyici (analitik) durumu tanımlamak için kullanılır. Kuşkusuz, klinik ve dinamik tanılar birbirlerini tamamlar.

Genç bir hastanın sorununun depresyon mu yoksa kimlik bocalaması mı olduğunu sormak bir yanılgı olur. Çünkü, biri klinik-betimleyici (deskriptif) bir durumu diğeri ise dinamik-çözümleyici (analitik) durumu tanımlamak için kullanılır. Kuşkusuz, klinik ve dinamik tanılar birbirlerini tamamlar.


Erikson kimlik bocalamasını bir klinik tanı olarak düşünmemiş ve önermemiştir. Kendi ifadesiyle; “kimlik bocalaması elbette bir olgu değildir. Gelişimsel bir bunalım olarak değerlendirilebilir. “ Erikson için kimlik bocalaması kavramı betimleyici (descriptive) değil, çözümleyici (analytic) bir kavramdır.
Kimlik bunalımı (identity crisis) Erikson’un kuramında aynı anda iki şeyi birden anlatır: Gelişim çizgisinde yer alan bütünlük bunalımı (crisis of wholeness) ve ruhsal-toplumsal bunalımı (psycho-social crisis) içerir. Erikson ruhsal-toplumsal gelişimi 8 evrede düşünür. Bu aşamalı-oluşum evrelerinin herbirinde birbirine karşıt duygular yaşanır. Bu duygulardan hangisinin başat duruma geçeceği o evrenin ruhsal toplumsal bunalımının konusunu oluşturur. Gençlik çağının ruhsal toplumsal bunalımına, yani kimlik bunalımına özgü karşıt yaşantılar, kimlik duygusu ve kimlik bocalaması olarak belirlenir. Kimlik bunalımının normal akışı içerisinde kimlik duygusunun genel olarak ön planda olması beklenirse de, zaman zaman kimlik bocalaması yaşantısının bireye egemen olması kaçınılmazdır. Bu anlamda, kimlik bocalaması her gençte en azından dönem dönem söz konusu olur (Erikson 1982). Öte yandan, bir gençte kimlik bocalaması yaşantısının genel olarak kimlik duygusunun önüne geçmeye başlaması durumunda gizil kimlik bocalamasından (latent identity confusion) söz edilir. Gencin yaşadığı ruhsal sorunlar uyumunu belirgin biçimde bozmadığı ve klinik belirtilere yol açmadığı sürece bu terimi kullanmak uygun olur. Gençte uyumu tümüyle bozarsa akut kimlik bocalaması (acute identity confusion) olarak tanımlanır. Dereboy kimlik kargaşası veya karmaşası terimi yerine kimlik bocalaması terimini tercih ediyor. Çünkü kargaşa terimi daha çok bozukluk ifade ederken, bocalama gelişimsel bir sorunu ifade etmektedir. Akhtar (1984) ve Kernberg (1986) kimlik bocalamasını anlatmak için daha vurgulu olan “identity diffusion” terimin kullanmayı yeğlerler.
Gönül verme ya da bağlanma (commitment) kavramı; kişinin en genel anlamında bir uğraşı ya da ilişkiye kendini tam anlamıyla vermesidir.
Jacobson (1964) ve Kernberg (1967), kimlik bocalamasını sınır kişilik örgütlenmesinin bir klinik belirtisi, yani sonucu olarak düşünürler.
Kimlik bocalamasına neden olan etmenler kabaca iki kümede ele alınabilir: Toplumsal ve Bireysel. Bu bağlamda, ailenin ya da toplumun yaşam tarzında belirgin bir değişikliğin olduğu, bir anlamda kültürel bir kopuşun yaşandığı durumlarda, gençlerin kimlik oluşumunun görece zora girdiği söylenebilir. Çünkü böylesi dönemlerde, sadece gencin önündeki rol örnekleri aşırı bir çeşitlilik ve karşıtlık kazanmakla kalmaz; toplumun egemen ideolojisi de geçerliliğini yitirmeye yüz tutar. Bir anlamada, toplumun kendisinin kimlik bunalımı yaşadığı ve çeşitli toplumsal kesimler arasındaki yabancılaşmanın üst düzeye çıktığı yerde, gençlerin bireysel düzeydeki kimlik bunalımlarının da daha belirgin bir nitelik alması ve yere yer bocalamaya dönüşmesi kaçınılmazdır.
Kimlik bocalamasının bireyin gelişiminde yatan etmenleriyse; çocukluk dönemlerinden gelen güvensizlik, utanç, kuşku, suçluluk ve aşağılık duygularının eşliğindeki olumsuz öz imgelerdir. Gençlikte girilen uğraşlar, çocukluktan gelen olumsuz öğeleri zayıflatmak yerine pekiştirirse, kimlik bocalaması kaçınılmaz olur.


Akut Kimlik Bocalaması
Dinamik açıdan bakıldığında;
1. Egonun olumlu bir kimlik duygusu yaratmak konusunda açığa çıkmış yetmezliği ve pes edişi
2. Öz tasarımda dağınıklık
3. Nesne tasarımlarında dağınıklık
4. Ego ülküsünde dağınıklık
5. Süperego işlevlerinde bozukluk


Klinik-betimsel düzeyde; çeşitli nevrotik belirtilerden psikoza kadar uzanan bir tablo söz konusu olabilir. DSM-III’de kimlik bozukluğu tanısı birinci eksende yer almaktadır. DSM-III-R’da köklü bir düzeltme ile kimlik bozukluğu birinci eksen tanısı olmaktan çıkarılmış ve “kimlik bocalaması” adıyla ikinci eksene yerleştirilmiştir. DSM-IV’de “Klinik ilgi odağı olabilecek diğer durumlar”başlığı altında “kimlik sorunu” olarak yer almaktadır. Ancak bu sınıflandırmalarda açıklayıcı bilgi yer almamaktadır.
Akhtar (1984), kimlik bocalamasının tanı koyucu belirtilerini şöyle sıralamaktadır: çatışan karakter örüntüleri, özdeki zamansal süreksizlik, içtenliğin yitirilmesi, boşluk duyguları, cinsel bocalama, etnik kökenden kopmuşluk ve tutarlı değerler sistemine sahip olmama.


Kimlik Bocalamasının Öğeleri
I. Ruhsal Yapılardaki Sorunlar
• Öz tasarımda ve öz kavramda dağınıklık
• Nesne tasarımlarında ve nesne kavramlarında dağınıklık
• Ego ülküsü ve öz ülküsünde dağınıklık
• Süperego işlevlerinde bozukluk


II. Kimlik Duygusunda Sorunlar
• Özün zaman içindeki aynılık ve sürekliliği yaşantısının yitirilmesi
• Özün roller içindeki aynılık ve süreklilik yaşantısının yitirilmesi
• Özün başkalarının gözünde aynılık ve sürekliliği yaşantısının yitirilmesi
• Kendi yolunda yürüyor olma yaşantısının yitirilmesi
• Gerçekçi bir yaşam çizgisi belirleyip bu çizgiye yönelememe
• Tuttuğu yolu ya da varoluş tarzını tam olarak benimseyememe
• Toplumsal çevrede kendine tanınma sağlayamama


III. Aşamalı – Oluşum Evreleriyle İlişkili Sorunlar
• Zaman kargaşası
• Kendiyle uğraşma ve kendinden kuşku duyma
• Rol ketlenmesi ve kendini çelmeleyici bir role saplanma
• İşeyaramazlık duygusu ve çalışma felci
• Cinsel bocalama
• Otorite kargaşası
• Değerler kargaşası


IV. Ters Kimlik Seçimi
• Topluca aranan ters kimlik seçenekleri
• Hasta kimliği
Bocalayan gençler çok zaman sorunlarının çözümünün bir önderle bütünleşmekten geçtiğine inanır ve onu ararlar. Bu yönelişin altında, önderin kılavuzluğunda herşeyi sil baştan yeniden öğrenme ve bu yolla kendini yeniden yaratma isteği yatar.
Çocukluk ve gençlik yılları boyunca görülen, tanınan ve özdeşim yapılan rol örnekleri arasında olumluların yanında olumsuzlar da yer alır. Herşeyden önce özdeşim bilinçli bir süreç değildir ve olumsuz rol örnekleriyle yapılan özdeşimlerden kaynaklanan bilinçdışı bir arzu-yasak ve ürkütücü yola sapma arzusu-çoğu kimsede bilinç düzeyine hiçbir zaman gelmeyecek olsa da derinde hep vardır. Başka deyişle “ters kimlik” (negative identity) her zaman vardır (Erikson 1982). Öç alıcı tarzda ters kimlik seçimi, hastalıklı ölçüde hırslı ebeveynlerin gencin önüne koydukları hedeflerin, onun gözünde ulaşılmaz olması durumunda da gündeme gelebilir.
Hasta kimliği (patient identity), psikiyatri kliniklerinde tedavi gören bocalama içindeki gençler için el altındaki bir ters kimlik seçeneğidir. Çünkü, tedavi gerektiren ruhsal sorunları olduğu doktorlar tarafından onaylanmış ve çevreleri de kendilerine bu yüzle bakmaya başlamıştır. Bir anlamda, kendilerini bir ruh hastası olarak görmeleri ve toplum tarafından da öyle tanınmaları için her şey hazırdır. Tehlike, gencin bu rolü benimsenmesinde ve ruh hastası olarak kalmaya yönelmesinde yatmaktadır. Bir yönüyle ruh hastası olma nedeniyle her türlü yükümlülükten kurtulma amaçlanmaktadır. Bu tür ergenler tedavi sırasında da sorumluluktan kaçma ve tedavide oyalanma eğiliminde olabilirler.



Turk PDR (Serdal GÜR)
http://turkpdr.com/makale/psikoloji-ve-psikolojik-danismanlik-kuramlari/kimlik-bunalimindan-kimlik-bocalamasina-448.htm