Turk PDR (Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR)
http://turkpdr.com/makale/genel-pdr-ve-psikoloji-makaleleri/sinematerapi-531.htm

Sinematerapi (12.01.2014)

Hangi psikolojik rahatsızlık için hangi film?


""



İlk kez 1995'te psikoloji profesörü Gary Solomon tarafından "The Motion Picture Prescription" adlı kitapta bahsedilen "sinematerapi", psikolojide bir yan tedavi yöntemi. Teşhisi konan ve belirli bir düzeyde iyileşme kaydeden hastalara izletilen filmler, sözkonusu hastaların iyileşme sürecinde önemli rol oynuyor. Sinemanın görsel, işitsel anlamda sunduğu tüm nimetlerden faydalanan hekimler, bu yöntemi tedavilerinde aktif biçimde kullanıyorlar. Hastalar, onlara kimi zaman ev ödevi olarak verilen filmleri izliyor ve bir sonraki terapide bu filmden çıkardıklarını doktoruna anlatıyor; kimi zamansa grup terapisi halinde tıpkı bir sinema salonunda izler gibi filmi izleyip, notlar tutuyor ve sonrasında filmi birlikte tartışıyorlar.



 



Takıntıya "As Good As It Gets", Narsizme "American Psycho"



Uzman Doktor Tarık Solmuş

Olgu Psikolojik Danışmanlık Merkezi, "En İyileriyle Sinema ve FilmlerdePsikoloji" kitabının yazarı



Jack Nicholson'un başrolünü oynadığı "As Good As It Gets/ Benden Bu Kadar" filmi çeşitli takıntıları olan bir adamın hikayesidir. Benzer takıntıları olan bir insana bu filmi izlettirmek, örneğin filmdeki karakter sorunlarından nasıl kurtuluyorsa onun da kurtulabileceği, en azından iyileşme umudunu yaşatması açısından çok etkili olur. Christian Bale'in oynadığı "American Psycho/Amerikan Sapığı" filmi narsistik kişilik bozukluğun en iyi örneklerindendir. Bu film, izleyen kişide kendi yaşadıklarının ne olduğunu fark ettirmekle birlikte bir narsistik kırılma da yaratabilir. Şunu unutmamak lazım; hangi karakterin hangi davranışının izleyicide nasıl bir etki yapacağını öngöremeyiz, bunu önceden kestirmemiz her zaman mümkün olmayabilir. Bilinçaltının gücünü unutmamak lazım. Bazen bir filmin bir sahnesi size 20 yıldır üzerinde hiç düşünmediğiniz bir travmatik olayı hatırlatabilir, dolayısıyla da hüzünlenebiliriz. Aynı sahne beni güldürebilir, bir başkasını öfkelendirebilir.



Bazı filmler kişilere bir aydınlanma, bir "Doruk Deneyimler" yaşatabilir



Prof. Dr. Mustafa Bilici

Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi, "Psikiyatride Sinema, Sinemada Psikiyatri" kitabının yazarı



Düzelme belirtisi görülen hastalara belirli filmler izletiyoruz. Film izlendikten sonra hastaların karakterlerle kurdukları bağlar konuşuluyor. Aynı filmi izleyen kişiler farklı sonuçlara ulaşabiliyorlar. Mesela babasıyla problemi olan ve bu yüzden ruhsal sıkıntısı olan bir grup hastaya "Big Fish/Büyük Balık"ı izletmiştik. Biraz fantastik ve eğlenceli görünen filmin arka planında bab-oğul anlaşmazlığı vardı. Filmin sonunda da karakterlerin bu sıkıntıları nasıl aştıkları anlatılıyor. Bu filmi izleyen hastalarda herkes kendini oğlun ya da babanın yerine koyuyor. Kendi problemlerini nasıl aşabilecekleri konusunda bir fikir ediniyorlar. Böylece bir aydınlanma yaşıyor, bir "doruk deneyim" yaşıyorlar. Film izlendikten sonra kişi farklı bir pencerenin açıldığını hissediyor. Bazı kişiler ruhsal hastalıklarının sebeplerini öğrenmek isteyebiliyor. Mesela geçmişinde ağır bir ruhsal travma yaşamış hasta düşünün. Bu kişinin sonraki hayatında hatırlamadığı tuhaf davranışlar söz konusu olsun. Muhtemelen ikisi arasında bir bağlantı oluyor ama kişi bunun bağlantısını kuramıyor. Bunu anlatan bir film de "Shutter Island/Zindan Adası", Leonardo Di Caprio'nun başrolde oynadığı.Geçmişinde travma yaşamış bir adamın hikâyesi. Bunu bir grup hasta izlediğinde "Aaa" diyor, "Benim de geçmişimde böyle bir şey vardı, demek ki bundanmış." İnsan sebebi bildiği zaman sorunun çözümü de bir şekilde bulabiliyor. Hiçbir film hastalara yardımcı olması için çekilmiyor. Neticede çok para kazanılsın, izlenilsin diye yapılıyor. Bu yüzden filmleri iyi değerlendirmek gerekli. Birçoğu faydadan çok zarar da verebilir. Bazı filmler hastaların ruh sağlığını daha çok bozuyor. Örneğin Türk filmi "Karanlıktakiler". Bir kişinin ruhsal bir rahatsızlığa yakalanma süreci anlatılıyor. Fakat abuk subuk, saçmasapan bilgiler üzerinden kurulmuş. Yanlış, eksik, gedik psikiyatri bilgisiyle hastalık anlatılmaz.



Hangi film, hangi hastalığa öneriliyor?



A Woman Under the Influence (1974): Bipolar bozukluk

Full Metal Jacket (1987): Cinayet ve intihar

Girl, Interrupted (1999): İntihara teşebbüs

Good Morning, Vietnam (1987): Hipomanik epizod

Harold and Maude (1972): Çoklu teşebbüs

It's a Wonderful Life (1946): Stres ve teşebbüs

Last Tango in Paris (1972): Depresyon

Mommie Dearest (1981): Bipolar bozukluk

Mosquito Coast (1986): Bipolar bozukluk

Mr. Jones (1993): Bipolar bozukluk

My First Wife (1984): Depresyon, terk edilme

Night, Mother (1986): Umutsuzluk, öldürmeye niyet

Ordinary People (1980): Suçluluk duygusu

Patch Adam (1998): İntihar düşünceleri

Summer Wishes, Winter Dreams (1973): Depresyon

The Last Emperor (1987): İntihara teşebbüs

The Last Picture Show (1971): Depresif duygulanım

The Tenant (1976): Bulaşıcılık

The Wrong Man (1956): Uyum bozukluğu, depresyon

The Virgin Suicides (1999): Kontrolcü ve baskıcı anne



Film listesi, ODTÜ Psikoloji bölümünden Prof. Dr. Faruk Gençöz'ün 2008 tarihinde yayınlanan bir makalesinden alınmıştır.



Sebla KOÇAN / AKTÜEL




Turk PDR (Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR)
http://turkpdr.com/makale/genel-pdr-ve-psikoloji-makaleleri/sinematerapi-531.htm