Turk PDR (Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR)
http://turkpdr.com/sanat/kitap/david-vannin-ototerepi-oykuleri-15.htm

David Vann'ın Ototerepi Öyküleri! (14.12.2012)

Türkçede daha önce Caribou Adası adlı romanı yayımla­nan David Vann, Bir intihar Efsanesiyle ünlenmişti. Ki­tapta, gerçekle kurmaca çok ince bir çizgiyle ayrılıyor ve Caribou Adasında olduğu gibi vann'ın hayatından izler taşıyor.


Türkçede daha önce Caribou Adası adlı romanı yayımla­nan David Vann, Bir intihar Efsanesiyle ünlenmişti. Ki­tapta, gerçekle kurmaca çok ince bir çizgiyle ayrılıyor ve Caribou Adasında olduğu gibi vann'ın hayatından izler taşıyor.



David Vann, edebiyat dünyasında artık tanınan bir yazar. Alaska-San Francisco eksenli yapıtlarına babasından miras kalan denizcilik merakı da eklenince ilgi çekici metinler ortaya çıkıyor.




Bir intihar Efsanesi, Vann'ın aşmaya uğraştığı babasının intiharı ve sonrasındaki zamanda olup bitenlere dair bir ilk kitap. Daha doğrusu travmanm yansıması.



Vann'm, çocukluğundan kalma acı ortamının yazma eylemiyle üstesinden gelmeye çabaladığını söyleyebiliriz. Bu kitapta o çabaya fazlasıyla rastlıyoruz.



Örneğin her şeyi geride bırakan, zarar ettiği balıkçılık uğruna denize açılıp daha da başarısız olan ve karamsarlığa gömülen, en sonunda da kendini öldüren babaya karşılık onu bekleyen eş ve çocuğun öyküsü Vann'm travmasına işaret ediyor.



Öykülerde iç içe i geçmiş gerilimli ve karmaşık yaşamların varlığı dikkat çekiyor. Genelde gri bir ton hâkim. Tedirginlik ve tetikte olma hali de cabası.



Vann'm insanları tanımaya başladığı çocukluğuna göndermeler yapan kurgular da karşımıza çıkıyor. Anne ile anlatıcı çocuk arasında geçen konuşma buna güzel bir örnek: "Erkekler sürprizlerle doludur' diyordu annem. 'Onları asla tanıyamazsın.'



Bütün erkeklerin kostümlü olduğunu, sırdarının bir yerinde bir fermuar bulunduğunu hayal etmeye başlamıştım. Sonra, bir gün benim de bir erkek olacağım aklıma gelince, fermuar olayından biraz tırstım."



Vann'm metinlerinde babanın intiharıyla doğan boşluk, yalpalayan çocukların durumu, anne ve üvey anne gelgitleri sürekli kendini hissettiriyor. İsimler değişse de mekânlar, olaylar ve hatta kahramanların meslekleri, yazarm hayatmdakilerle birebir örtüşüyor.



KIYIYA VURAN TORTULAR



Öyküler uzun bir yol hikâyesini andırıyor; sürekli bir hareketlilik var ve Vann bu yolda okura, kurguyla karışık biçimde işaretler ve ipuçları bırakıyor. Yaşam ve öyküler bazen iç içe geçiyor, kıyıya ise tortular vuruyor. Vann, o tortulardan "dünya bir sahneye dönüyor, ben de onun kendi benliğinden sıyrılmış izleyicisi oluyorum" sonucunu çıkarıyor. Bu cümle kendisinin ama daha çok da babasmm hayal edip de yaşayamadığı hayata bir gönderme olabilir mi acaba? Mümkün elbette.



Kitaptaki ilginç bölümlerden biri de Vann'la babası arasında geçen veya babasının intiharından sonra yazarm kurguladığı diyalog: "Soruyu iliklerinde hissedecek zamanı tanımıyorsun kendine, evlat. Ne isterdin? Düşünsene bir. Hayalin nedir? Roy düşündü ama bir şey bulamadı. Babasmm hayaline eşlik etmekten başka bir şey yapamadığını düşünüyordu. ,



Fakat sonunda şöyle dedi, büyük bir tekne, onunla Hawaii'ye gider, sonra da belki dünyanın çevresini dolaşırdım. Ooo, dedi babası, bu iyiymiş. Ya sen? Ben. Ben. Öyle Çok şey var ki. İyi bir evlilik, iki evliliğimden de boşanmamış olmak, dişçi olmamak, Vergi Dairesi'nin peşimde olmaması, sonra da senin gibi bir evlat ve belki de büyük bir tekne."



Şurası tartışma götürmüyor ki Vann'ın Bir İntihar Efsanesi kitabındaki öyküler, yazarın babası başta olmak üzere çocukluğundan kalma eğrilikleri yazıya döküp bir tür ototerapiye girişmesi şeklinde de algılanabilir. Çünkü anlattıkları büyük oranda gerçek ve bunu kendisi de teşekkür notunda belirtiyor:



"Aileme teşekkür ederim, çünkü babamın intiharı son derece rahatsız edici bir konuydu ve bu öyküler özel hayatımızı ilgilendiriyor. Öyküler kurgu olmakla birlikte gerçek olan birçok şeye de dayanıyor. Üvey annem Netie Rose, yıllar boyunca bir sürü şeyi benimle konuşarak benden desteğini hiç esirgemedi. Hayatmda başka ölümler de yaşamış bu kadın cesaretiyle beni etkilemiştir."



Vann, insanın derinlerine atıp gizlediği acılarının korunuşuyla Alaska'nın dondurucu havası arasında bir benzerlik kuruyor adeta. Bir İntihar Efsanesi, geriye dönüş ve o buzulun altına girmeye uğraşıyor. Bu sırada "hayatta herkesin payma düşen acı vardır, ölüm başı çeker" diyor Vann. Sizin paymıza en önce hangisi düşüyor?..



Kaynak: Cumhuriyet Kitap




 




Turk PDR (Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR)
http://turkpdr.com/sanat/kitap/david-vannin-ototerepi-oykuleri-15.htm