Turk PDR (Filiz Çapar Şahin)
http://turkpdr.com/corner-post.php?ss=12713&w=bir-garip-lal-hali-187

Bir garip lal hali (06.01.2012)

Bunu sizden hiç beklemezdim, hep benimle olacağınızı düşünürdüm oysa. Bunlar benim en zor günlerimdi, bir taneniz bile çıkıp beni huzura kavuşturmadınız. Oysa o kadar çoktunuz ki… Ben ise elim kolum bağlı etrafta dolaşıp durdum. En azından durumu tam olarak anlamamı sağlasaydınız size minnettar olabilirdim. Etrafımda olan bitenden bir şey anlamadan elim kolum bağlı oturuyorum işte. Ne kadar güvenmiştim, inanmıştım size… Her şeyi hallederler diyordum, benim için birçok şeyi kolaylaştırırlar. Beklemediğin anda desteksiz kalmak kadar korkunç bir şey yokmuş meğerse. Bu kadar kifayetsiz kalacağınızı bilseydim acaba onca kitabı okur muydum? İşte şimdi bir kırmızı çizginin kıyısında durmuş sizi bekliyorum; gelsinler, ellerimden tutsunlar, ahvalimi bir bir ifşa etsinler diye ümit içinde bakınıyorum yollarınıza. Yine yoksunuz…

Annem beni en güzel gülüşüyle, en güzel çağında dünyaya getirdiğinde etrafımı yavaş yavaş sarmaya başlamıştınız. Ağzım süt kokuyordu, sizler bir bir dünyama girerken.  Anamın ak sütü bedenimi güçlendirirken, sizlerin de ruhumu güçlendireceğini söylüyordu cümle alem. Yanılmışlar mı ne, en çok siz beni silahsız bırakmışsınız gibi geliyor şu an. Sizler, kelimelerim, bütün varlıklarım… Elimde kalan tek şeyimdiniz.  Anlam toprağınızdan itinayla sizleri bir bir söküp kendi zihnime ekerken renk renk çiçekler patlatacağınızı sanmakla hata etmişim sanırım. Sizler çoğalıp arkamda dağ gibi sıralandıkça üzerime gelen dertlerle savaşmak kolay olur sanıyordum. Ben de yanılmışım. Ne kadar çok bilirsen bil, yeni bir durum karşısında bildiklerinin hiçbir önemi kalmıyormuş. Yaşadığın zorlukların ideallerine giden yollara dökülen taşlarla da ilgisi varmış. Ütopyanın tam kıyısına kırmızı kalın bir hat çizen hayatın bize ödettiği bedelin sizlerle ilgisi yokmuş, sizin turanız geçmiyormuş bu gümrükte. İşte maruz kaldığım bütün kötülükler derimden bir bir fışkırmak istiyor şimdi de. Ne yazık ki beni uyuz eden bu dünyada kaşınmak sadece daha çok kaşınma isteği getiriyor. Kapattım ağzımı, hiçbiriniz taşmayasınız diye. Bir çok aydınlık yürekli insanın yaptığı gibi gökyüzüne çevirdim yüzümü, oradan bir ışık bekliyorum rengini alsın diye solmuş yüzüm.  Bir kirpi gibi topladım yumuşak bedenimi dikenlerimin içinde, yokuş aşağı bıraktım kendimi. Nereye ulaşacağımı bilmiyorum, dikenlerim beni korur mu? En azından bana zarar verecek şeyleri benim uzağımda tutar,  kim bilir? Gördünüz mü, sizler bana yardım edemeyince nelerden medet umar oldum? Ah, Adem'in dünya kapısını açtığı güzel anahtarlar… Neden huzur odamın kapısının önünde beni biçare bırakıyorsunuz? Neden böyle tutulup kaldınız?


ULTREYA…


Turk PDR (Filiz Çapar Şahin)
http://turkpdr.com/corner-post.php?ss=12713&w=bir-garip-lal-hali-187