Turk PDR (Turkpdr.com)
http://turkpdr.com/corner-post.php?ss=&w=cocuklara-aski-anlatmak

Çocuklara Aşkı Anlatmak (09.09.2011)

“Bir insanı sevmekle başlayacak her şey!”


Günümüzde küçüğünden büyüğüne her yaş grubu çocuğun temel sıkıntılarından biri de aşk! “Olur mu öyle şey!” diyen kitle bir tarafta, “Ne var bunda takılacak canım, çocuk onlar!” diyen kitle öbür tarafta. Eğitimciler de ortak bir noktada buluşabilmiş değil. Pedagojiden çok dünya görüşünün etkisinde kalan bu durumdur.


Muhafazakar kesim çoğunlukla aşkı kesin surette yasaklarken, sosyal demokratlar genellikle doğal karşılamakta, gelenekçiler olmamasını daha çok tercih ederken, bireyciler onaylayıp pekiştirmektedir. Korumacı anne-babalar izin verilmeli mi, verilmemeli mi kafaları karışık. Töreciler lanetlemekte, batıcılar olmamasını anormallik olarak görmekte. Ne yazık ki; dünya görüşüne göre şekillenen bakış açıları çocukların da kafalarını çok karıştırmakta. Aşık olmanın yasak olduğu dünyaları olan onlarca öğrencim oldu ve hepsi, hiçbir yasak getirilmeyen “Sihirli Annem” “Acemi Cadı” “Küçük Sırlar” vb. dizileri gözlerini 8 açarak izliyorlardı. Kendisinin aşık olmasını engelleyen aynı anne, dizideki tüm aşkları tebessümle izliyor ve izletiyordu. Babalarıyla çocuklarının gözlerini korkutan anne ile ailenin babasının köpekle tasvir edilmesinden rahatsızlık duymayan anne de aynı anneydi ne yazık ki. Çocuklarından onlarca örnek davranış bekleyip aynı zamanda da “Acemi Cadı”, “Selena” gibi okulu “kim kiminle ne yapıyor” yeri gibi gösteren dizileri de iç rahatlığıyla izleten ebeveynler de aynıdır. Daha onlarca örnek verilebilir elbette!


Doğru olan nedir peki?


Eğitimcilerin bile ortak bir noktada buluşamadığı konularda herhangi birine “Doğrudur.” demek elbette zordur! Hayatta her şeyin tek bir doğrusu olduğuna ve bu doğruyu bulmanın tek yolunun aklın bireysellikten kurtulup evrenselliğe doğru gitmek olduğunu inanan bir eğitimci olarak inandıklarımı ve yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum.


Öncelikle sevgi insanın mayası olmalıdır. Öyle ki mayası “şiddet” olan insan katil, mayası “öfke”, “nefret”  olan insan kendi dünyası için insanlara akıl almaz zararlar veren insanlar haline gelirler. Oysaki mayası sevgi olan insan güzellikleri çoğaltır, yaşamı güzelleştirir, umutları tazeler, yeniler, insanı insanlaştırır… Sevgi tedavi edici özelliği olan belki en önemli ihtiyaçtır. Çocuklarda yaşanan hemen her sorunun çözümünde önce sevgi olması gerektiğine her zaman inandım ve dahası deneyimlerim bunu doğruladı.


-          Ödev sorunu olan çocuk


-          Şiddet sorunu olan çocuk


-          Yas durumundaki çocuk


-          İlişki kuramayan çocuk


-          Dikkatini toplayamayan çocuk


-          ….


Her birey farklı farklı döşenmiş bir evi temsil ediyorsa, sevgi ise tüm evlerin kapısını açabilme gücüne sahip bir anahtardır. Sevgi ile insanların yaşamlarına adım atarsınız. Nereye gideceğinizi, neyi nasıl yapacağınızı ise elbette bireyin kişisel farklılıkları belirler.


-          İnsanlar neden yalnız hisseder?


-          İnsanlar neden aşağılık kompleksi yaşar?


-          İnsanlar neden tükenmişlik yaşar?


-          İnsan neden mükemmeliyetçi olur?


-          İnsanlar neden kaygı duyar?


-          Ödevini ısrarla yapmayan çocuğun derdi nedir?


-          İnsanlar neden geceleri korkar?


-          Güvensizliğin temeli nedir?


-          ….


Daha onlarca ve hatta yüzlerce sorun cümlesi yazılabilir. İnsan aslında her daim yalnızdır. Fakat yalnızlık kimi zaman insanı rahatsız etmezken, kimi zaman çok patolojik sorunlara neden olabilir. Rahatsız edici yalnızlığın nedeni, sevgi beklentisi duyduğu insanlar tarafından beklentinin karşılanamamasının çıkması kuvvetle muhtemeldir. İnsanlar kendileri için önemli ve değerli olan kişiler tarafından yeterince sevilmez, dolayısıyla takdir edilip onaylanmazsa doğal olarak “değersizlik” hissine kapılabilecektir. Bilinen gerçektir ki değersizlik hissi; desteklene desteklene aşağılık kompleksine dönebilir. Beğenilmeme korkusu, kaygısı yüzünden mükemmeliyetçi olabilirler. Korkular-kaygılar-güvensizlik derinine incelendiğinde sevginin eksikliği bulunmaz mı?


Sevgi bu denli değerli ve önemliyken, sevgiyi bir deneyimleme şekli olan “aşk” çocuklara nasıl anlatılmalı?


Aşk, yoğun sevgi hali olarak tanımlanabilir. Çocukların hem aşkı iyi anlamaları, hem yaşlarına uygun tepki vermeleri, hem aşkı “kötü” bir şey olarak algılamamaları, hem de yaşamamalarını isteriz… Peki ama nasıl?


“Sevgili çocuğum, aşk sevgini son derece yoğun bir halidir. Sevgi ise insanlığın göstergesidir. Bir insan unutmamalıyız ki sevebildiği kadar insandır. Sevmek insanı büyüten, yetiştiren, geliştiren, olgunlaştıran ilk yaşantı en güzel duygudur.


Aşk öğrenilen ve zamanla deneyimlediğimiz bir duygudur. Şu soruları düşünmenizi istiyorum:


·         Bebekler doğar doğmaz yürüyebilir mi?


·         Bebekler doğar doğmaz konuşabilir mi?


….


Evet elbette görmediniz. Bebek doğar önce ağlamayı öğrenir, zamanla gülücük atar, zamanla eee… uu….. gibi sesler çıkarır. Sonra agu… ıgı… lar başlar. Heyecanla izleriz onun gelişimini. Emme, mama, buu, aa, uuu her söylediği şeyde bir şey dediğini sanarız, büyük sevinçler yaşarız. Bebeğin çıkardığı her sesi konuşma SANARIZ.


Bebeğin yürümesi için de aynı durum geçerlidir. Attığı her adımı yürümek sanarız…


İşte aşk da böyle bir şeydir. Aşkı yaşamak için belli bir fiziksel, zihinsel ve duygusal olgunluğa erişmek gerekir. Aynı bebeğin konuşmasında, yürümesinde gereken olgunluk gibi. Bu olgunluğa ulaşma yolunda ilerlerken, yani çocukken, hissettiğimiz kimi sevgileri de AŞK SANARIZ. Oysa aşk o an hissettiğimizin çok daha ötesinde ve üstünde bir duygudur. O süreçte hissettiğimiz aşkımsı duygular ise bizi gerçek ve büyük aşka hazırlar. Siz siz olun o an hissettiğiniz şeyin gerçek aşk olduğunu sanmayın ki gelecekte olgunlaştığınızda yaşayacağınız aşka haksızlık etmiş olmayın.”


 


Sanırım amacımıza ulaştık…


Aşk dolu bir ömür dileğiyle…



Tuğba GÖRGÜNOĞLU

PSİKOLOJİK DANIŞMAN


Turk PDR (Turkpdr.com)
http://turkpdr.com/corner-post.php?ss=&w=cocuklara-aski-anlatmak