Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
Güvenli Bağlanmanın Dayanılmaz Keyfi
Ekleyen: Pınar Holt | Okunma: 213035 | 11.03.2014

Psikolojide ‘Bağlanma Teorisi’ diye bahsedilen bir durum vardır. Bu teorinin en yalın anlatımı; bebeğin ebeveynleri (özellikle anne) ile doğum sonrası başlayan bağlanma sürecinin ‘beşikten mezara’ kadar sürmesi ve yaşamının her alanını etkilemesidir.

Peki kim bu bağlanma teorisini ortaya atmıştır? Bağlanma kuramı İngiliz Psikiyatrist John Bowbly (1973-1982) tarafından oluşturulmuştur. Bowbly’e göre çocuklarıyla güvenli bağlanma ilişkisi kuran ebeveynler aynı zamanda onlara değerli oldukları, güvende oldukları ve sevildiklerine ilişkin güvence vermiş olurlar. Bu güvence altında gelişen çocuklar bir taraftan başarı için özgüven kazanırken diğer taraftan psikolojik sağlıklarını korurlar.

Yapılan araştırmalara göre anneye bağlanmanın okul öncesi döneme kadar sürdüğü, babaya bağlanmanın ise orta çocukluk dönemi itibariyle gelişen bir süreç olduğudur. Yine yapılan diğer önemli bir araştırmada; babaya güvenli bağlanmanın bebeği ileriki yaşamında akademik ve atletik alanlarda başarılı olmasına, anneye güvenli bağlanmanın ise daha çok sosyal ve duygusal alanlarda başarılı olmasına neden olmuştur. Elde edilen bu bulgular hem babaya ama özellikle anneye büyük görev düştüğünü göstermektedir.

Erken yaşta ebeveyn ve çevremizle yaşadığımız deneyimler, ilişkilerimizde oluşturduğumuz bağlanma stillerini belirler. 4 gruptan oluşan bağlanma stillerini inceleyecek olursak;

v  Güvenli Bağlanma: Ailesi (özellikle anne) tarafından güven verici, kabul gören, tutarlı, ihtiyaçlarının karşılandığı, sevgi ve ilgi ile büyümüş kişilerdir. Genelde kendilerine, partnerlerine ve ilişkilerine olumlu bakış açısına sahiptirler. Partnerleriyle yakınlık kurup aynı zamanda kendi bağımsızlıklarını da koruyabilirler.

v  Kaygılı Bağlanma: Partnerlerine bağımlı, aşırı ilgi, yüksek derecede yakınlık, onay ve hassasiyet bekleyen kişilerdir.

v  Kayıtsız Kaçıngan Bağlanma: Bu kişiler yakın duygusal ilişkiler olmadan kendilerini rahat hissederler. Özgürlüklerine çok düşkün olup, başkalarına bağımlı olmayı ya da başkalarının da onlara bağımlı olmasını istemezler. Duygularını yoğun bir şekilde bastırır, reddedilme duygusunu yaşamamak için yakın ilişkiler kurmaktan kaçınırlar.

v  Korkulu Kaçıngan Bağlanma: Her ne kadar çevresi ve partneriyle yakın ilişki kurmak istese de, başkalarına güvenmediği, yakınlık kurarsa incinip, üzülebileceğinden korkan kişilerdir. Bir yandan yakınlık kurmak isteyip bir yandan yakınlık onları korkutur. Karmaşık ve bastırılmış duygulara sahiptirler.

Bu dört bağlanma sitilinde fark etmemiz gereken en önemli nokta ebeveynlerin (özellikle anne), çocuklarıyla geliştirdikleri bağlanma şekilleri ileride bu çocukların hayatlarının tüm alanlarını etiketlediğidir. Neden bazılarımız etrafına güvenirken, bazılarımız en yakınımıza bile güvensiz hisseder? Neden bazılarımız bağlanmaktan kaçıp ıssızlaşırlar? Ya da neden bazılarımız kendilerini bir aynayla tamamlamak yerine birçok aynaya ihtiyaç duyar?

Gelişen ve hızla değişen bu dünyada, en iyi kariyeri, en fazla parayı, en lüks otomobili, en büyük evi, en güzel kıyafetleri, en muhteşem seyahatleri yapıyor olsak bile bizi tek doyuma ulaştıracak ve mutlu edecek etmen ‘varlığımızın kabulü, onaylanmamız ve başkalarına duyduğumuz ihtiyaçtır.’ Dolayısıyla ailemizle, arkadaşlarımızla veya eşimizle oluşturacağımız güvenli bağlanma bizi hem  mutlu edecek hem de yaşamımızda oluşabilecek psikolojik kırılmalara karşı daha güçlü durmamızı sağlayacaktır.

Peki güvensiz bağlanma geliştirerek büyüyen insanların ilişkilerinde problem yaşamaları kaderleri midir? Elbette çocukluk itibariyle kişilerarası ilişkilerde gelişen ‘olumsuz benlik’ modeli psikoterapi desteğiyle değiştire bilinir. Çocuklukta yaşanılan deneyimler sonucu sahip olunan ıssız duygular iyi bir destekle aşıla bilinir.

Tüm ilişkilerimizde samimiyet, yakınlık, güven ve bağlılığın verdiği keyfi yaşamanız dileğiyle…

PINAR HOLT



» Diğer Yazılarıma Bakmak İçin Buraya Tıklayın «


açıklayıcı olmuş teşekkürler:)

16.10.2014 tarihinde eklendi.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 21

Hayrı giymemesi gerekir
% 73

Fikrim Yok
% 6

Toplam Tekil Hit: 3271536
Toplam Çoğul Hit: 24149751
Kimler Online ?
10 Ziyaretçi, 1 Üye
Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz