Biz;

Okuduklarımızın %10’unu İşittiklerimizin %20’sini Gördüklerimizin %30’unu Hem görüp hem işittiklerimizin %50’sini Söylediklerimizin %80’ini Davranışlarla beraber söylediklerimizin %90’nını hatırlarız.

Yukarıda ki istatistikte belirtildiği gibi biz; görerek, işiterek, tat alarak, dokunarak öğrenebiliyoruz. Her birimizin Görsel, İşitsel, Dokunsal olmak üzere temsil ettiği 3 çeşit öğrenme biçimi vardır.

Kişilerin algılama, yorumlama ve öğrenme yetisinin gelişmesinde, öğrenme sitilleri çocukluk döneminde tespit edilmelidir. Ve bu baskın olan öğrenme stiline, okul ve aile tarafından destek verilmesi çok önemlidir. Eğitmenin ve ailenin, çocuk için hangi öğrenme stiline yatkın olduğunu bilmesi, ders anlatmada metot belirlemesine ve böylece öğrencinin dersi daha iyi anlamasına yarar sağlar.

Çocuklarımızın okul başarısını arttırmada yardımcı olacak öğrenme stillerini gözden geçirecek olursak;

Görseller

Görsel çocuklar için dünya görüntüden ibarettir. Görerek öğrenirler. Öncelikle bu çocukların ders çalışacakları ortam mutlaka düzgün ve tertipli olmalıdır. Ders çalışırken bolca renkli kalem, resimli kartlar, semboller, şemalar kullanarak öğrenimlerinin kolaylaşmasına katkı sağlanabilir.

İşitseller

İşitsel çocukların en önemli özellikleri erken yaşta dil öğrenebilmelidir. Yaşlarına göre çok konuşkan olup, kapsamlı cümleler kurabilirler. Halk dilinde ‘Bilmiş’ diye adlandırdığımız çocuklardır  J İşitsel yapıda ki bir öğrencinin mutlaka çalışmalarını sesli olarak yapması önerilir. Yüksek sesle okuyarak ve CD dinleyerek ders çalışmaları öğrenme verimlerini maksimum seviyeye çıkaracaktır.

Dokunsallar

Dokunsal çocuklarda öğrenme stili dokunarak ve hissederektir. Özellikle bebeklik döneminde kucağa alınmak için ağlayıp hatta bununla yetinmeyip kucakta da hareket halinde olmayı çok severler. Okul yıllarında daha çok yaramaz ve hiperaktif olarak adlandırılan bu çocuklar; laboratuar ortamlarında, açık alanlarda, yoğun dokunsal ve görsel araçların olduğu öğrenme ortamlarında kolaylıkla öğrenip, başarı seviyeleri arttırabilinir. Ancak okullarımızda ki eğitim sistemi daha çok görsel ve işitsel çocuklara yönelik olması sebebiyle, Dokunsal çocukların okulda öğrendiği konuları ev ortamında deneyerek tekrar etmesi, aileler tarafından desteklenmelidir.

Bir çocuk annesi olarak, çocuklarımızın eğitim hayatında bizlere ne kadar büyük bir görev düştüğünün hepimiz farkındayız. Çocuklarımızın kişisel özelliklerini ayrıntıyla inceleyip, öğrenme biçimlerine göre hareket etmemiz, gerek spor, gerek iş, gerekse okul ve hatta sanat performanslarının gelişmesinde büyük rol oynayacaktır.

Yeni eğitim ve öğretim yılında tüm ailelere kolaylıklar, çocuklarımıza başarılar dilerim.

Pınar Holt