Cotard Sendromu yani “yaşayan ölü sendromu”, kişinin kendisinin ya da vücut parçalarının öldüğünü ya da ölmekte olduğunu sandığı, ender rastlanan nöropsikiyatrik bir rahatsızlıktır.
Cotard Sendromu yani “yaşayan ölü sendromu”, kişinin kendisinin ya da vücut parçalarının öldüğünü ya da ölmekte olduğunu sandığı, ender rastlanan nöropsikiyatrik bir rahatsızlıktır.
Adını, hastalığı 1880’de tanımlayan nörolog Jules Cotard’dan almıştır. Psikiyatrik tanı kitaplarında Cotard Sendromu ayrı bir hastalık olarak tanımlanmasa da, yapılan çalışmalar önceden var olan nörolojik rahatsızlıklar ile Cotard sanrıları arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Migren, Parkinson hastalığı, beyin kanaması, beyin hücrelerinin kaybı, parietal lob tümörü, temporal lob epilepsisi gibi beyin hasarı yaratan hastalıklarla ilişkilendirilen Cotard sendromunun altında yatan mekanizmayı anlamak için MRI ve EEG gibi nörogörüntüleme tekniklerinden yararlanılmaktadır.
Sahoo ve Josephs’in 2017’de yaptığı bir çalışmada Cotard Sendromu bulunan 12 hastanın klinik bulgularıyla beraber MRI ve EEG verileri incelenmiştir. İnceledikleri 12 hastadan 8’i ölmüş olduklarını iddia ederken, 4’ü ölmekte üzere olduklarını belirtmişlerdir. Öldüğünü iddia eden 8 hastanın yarısı sağlık çalışanları tarafından öldürüldüğünü söylerken, ölmekte olduklarını iddia eden hastalardan üçü iç organlarının çeşitli virüsler, kurtlar ve böcekler tarafından kemirildiğini ifade etmiştir. Bir hastada sansısal parasitoz, yani tıbbi bir neden olmaksızın böceklerin ve zararlı parazitlerin vücuda bulaştığı sanrısı, teşhisine rastlanmıştır. Hastalarda aynı zamanda depresyon, şizofreni, madde bağımlılığı ve katatoni gibi psikiyatrik bulgular da görülmüş.
Nörogörüntüleme sonuçlarına göre Cotard Sendromlu hastaların frontal lob ve genel beyin hacminde azalma, sağ yarımkürede ya da her iki yarım kürede çeşitli lezyonlar, frontal ve oksipital bölgelerde enfarktüsler bulunmuş, EEG’den elde edilen verilere göre ise hastalarda yaygın yavaşlama görülmüştür.
Cotard Sendromunun tedavisinde genel olarak elektrokonvulsif tedavi ve ilaç tedavisi (dopamin atagonistleri, seçici serotonin geri alım inhibitörleri ve citalopra) kullanılmaktadır. Ayrıca ilaç tedavisiyle beraber davranışçı psikoterapin de sanrıların tedavisinde etkili olduğu bulunmuştur (Sahoo ve Josephsi, 2017).
KAYNAK:
Sahoo, A., & Josephs, K. A. (2018). A neuropsychiatric analysis of the Cotard delusion. The Journal of neuropsychiatry and clinical neurosciences, 30(1), 58-65.