Şifreni mi unuttun ?
Hoşgeldiniz Ziyaretçi. Lütfen üye değilseniz burdan kayıt olun.
Google Grupları
Turk PDR grubuna abone ol
E-posta Adresiniz:
Sinematerapi
Hangi psikolojik rahatsızlık için hangi film?
Ekleyen: Uzm. Klinik Psk. Serdal GÜR | Okunma: 9379 | 12.01.2014

İlk kez 1995'te psikoloji profesörü Gary Solomon tarafından "The Motion Picture Prescription" adlı kitapta bahsedilen "sinematerapi", psikolojide bir yan tedavi yöntemi. Teşhisi konan ve belirli bir düzeyde iyileşme kaydeden hastalara izletilen filmler, sözkonusu hastaların iyileşme sürecinde önemli rol oynuyor. Sinemanın görsel, işitsel anlamda sunduğu tüm nimetlerden faydalanan hekimler, bu yöntemi tedavilerinde aktif biçimde kullanıyorlar. Hastalar, onlara kimi zaman ev ödevi olarak verilen filmleri izliyor ve bir sonraki terapide bu filmden çıkardıklarını doktoruna anlatıyor; kimi zamansa grup terapisi halinde tıpkı bir sinema salonunda izler gibi filmi izleyip, notlar tutuyor ve sonrasında filmi birlikte tartışıyorlar.

 

Takıntıya "As Good As It Gets", Narsizme "American Psycho"

Uzman Doktor Tarık Solmuş
Olgu Psikolojik Danışmanlık Merkezi, "En İyileriyle Sinema ve FilmlerdePsikoloji" kitabının yazarı

Jack Nicholson'un başrolünü oynadığı "As Good As It Gets/ Benden Bu Kadar" filmi çeşitli takıntıları olan bir adamın hikayesidir. Benzer takıntıları olan bir insana bu filmi izlettirmek, örneğin filmdeki karakter sorunlarından nasıl kurtuluyorsa onun da kurtulabileceği, en azından iyileşme umudunu yaşatması açısından çok etkili olur. Christian Bale'in oynadığı "American Psycho/Amerikan Sapığı" filmi narsistik kişilik bozukluğun en iyi örneklerindendir. Bu film, izleyen kişide kendi yaşadıklarının ne olduğunu fark ettirmekle birlikte bir narsistik kırılma da yaratabilir. Şunu unutmamak lazım; hangi karakterin hangi davranışının izleyicide nasıl bir etki yapacağını öngöremeyiz, bunu önceden kestirmemiz her zaman mümkün olmayabilir. Bilinçaltının gücünü unutmamak lazım. Bazen bir filmin bir sahnesi size 20 yıldır üzerinde hiç düşünmediğiniz bir travmatik olayı hatırlatabilir, dolayısıyla da hüzünlenebiliriz. Aynı sahne beni güldürebilir, bir başkasını öfkelendirebilir.

Bazı filmler kişilere bir aydınlanma, bir "Doruk Deneyimler" yaşatabilir

Prof. Dr. Mustafa Bilici
Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi, "Psikiyatride Sinema, Sinemada Psikiyatri" kitabının yazarı

Düzelme belirtisi görülen hastalara belirli filmler izletiyoruz. Film izlendikten sonra hastaların karakterlerle kurdukları bağlar konuşuluyor. Aynı filmi izleyen kişiler farklı sonuçlara ulaşabiliyorlar. Mesela babasıyla problemi olan ve bu yüzden ruhsal sıkıntısı olan bir grup hastaya "Big Fish/Büyük Balık"ı izletmiştik. Biraz fantastik ve eğlenceli görünen filmin arka planında bab-oğul anlaşmazlığı vardı. Filmin sonunda da karakterlerin bu sıkıntıları nasıl aştıkları anlatılıyor. Bu filmi izleyen hastalarda herkes kendini oğlun ya da babanın yerine koyuyor. Kendi problemlerini nasıl aşabilecekleri konusunda bir fikir ediniyorlar. Böylece bir aydınlanma yaşıyor, bir "doruk deneyim" yaşıyorlar. Film izlendikten sonra kişi farklı bir pencerenin açıldığını hissediyor. Bazı kişiler ruhsal hastalıklarının sebeplerini öğrenmek isteyebiliyor. Mesela geçmişinde ağır bir ruhsal travma yaşamış hasta düşünün. Bu kişinin sonraki hayatında hatırlamadığı tuhaf davranışlar söz konusu olsun. Muhtemelen ikisi arasında bir bağlantı oluyor ama kişi bunun bağlantısını kuramıyor. Bunu anlatan bir film de "Shutter Island/Zindan Adası", Leonardo Di Caprio'nun başrolde oynadığı.Geçmişinde travma yaşamış bir adamın hikâyesi. Bunu bir grup hasta izlediğinde "Aaa" diyor, "Benim de geçmişimde böyle bir şey vardı, demek ki bundanmış." İnsan sebebi bildiği zaman sorunun çözümü de bir şekilde bulabiliyor. Hiçbir film hastalara yardımcı olması için çekilmiyor. Neticede çok para kazanılsın, izlenilsin diye yapılıyor. Bu yüzden filmleri iyi değerlendirmek gerekli. Birçoğu faydadan çok zarar da verebilir. Bazı filmler hastaların ruh sağlığını daha çok bozuyor. Örneğin Türk filmi "Karanlıktakiler". Bir kişinin ruhsal bir rahatsızlığa yakalanma süreci anlatılıyor. Fakat abuk subuk, saçmasapan bilgiler üzerinden kurulmuş. Yanlış, eksik, gedik psikiyatri bilgisiyle hastalık anlatılmaz.

Hangi film, hangi hastalığa öneriliyor?

A Woman Under the Influence (1974): Bipolar bozukluk
Full Metal Jacket (1987): Cinayet ve intihar
Girl, Interrupted (1999): İntihara teşebbüs
Good Morning, Vietnam (1987): Hipomanik epizod
Harold and Maude (1972): Çoklu teşebbüs
It's a Wonderful Life (1946): Stres ve teşebbüs
Last Tango in Paris (1972): Depresyon
Mommie Dearest (1981): Bipolar bozukluk
Mosquito Coast (1986): Bipolar bozukluk
Mr. Jones (1993): Bipolar bozukluk
My First Wife (1984): Depresyon, terk edilme
Night, Mother (1986): Umutsuzluk, öldürmeye niyet
Ordinary People (1980): Suçluluk duygusu
Patch Adam (1998): İntihar düşünceleri
Summer Wishes, Winter Dreams (1973): Depresyon
The Last Emperor (1987): İntihara teşebbüs
The Last Picture Show (1971): Depresif duygulanım
The Tenant (1976): Bulaşıcılık
The Wrong Man (1956): Uyum bozukluğu, depresyon
The Virgin Suicides (1999): Kontrolcü ve baskıcı anne

Film listesi, ODTÜ Psikoloji bölümünden Prof. Dr. Faruk Gençöz'ün 2008 tarihinde yayınlanan bir makalesinden alınmıştır.

Sebla KOÇAN / AKTÜEL

« Önceki MakaleSonraki Makale »

Yorum yapabilmek için üye girişi yapınız veya facebook hesabınız ile yorum yapın.



 1. Psikolojik Danışmanın Önlük Giymesi Uygun Olur mu?

Evet giymesi gerekir
% 19

Hayrı giymemesi gerekir
% 75

Fikrim Yok
% 7

Toplam Tekil Hit: 3126553
Toplam Çoğul Hit: 22253581
Kimler Online ?
15 Ziyaretçi, 0 Üye
En son üyemiz H.HOCA, Hoşgeldiniz.

Copyright © Turkpdr.com | 2010 | Bu sitede yer alan içerikler kaynak gösterilmeksizin kopyalanamaz ve yayınlanamaz